Panik Atak


Panik atak, aniden ortaya çıkan yoğun kaygı ve korku nöbetleriyle kendini gösteren bir durumdur. Çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi gibi fiziksel belirtilerin yanında, kişinin kontrolünü kaybedeceği veya kötü bir şey yaşayacağına dair düşüncelerle birleşir. Bu durum günlük yaşamı zorlaştırabilir ve kişinin sosyal hayatını, iş performansını ciddi şekilde etkileyebilir.

Psikoterapi yöntemleriyle panik atakların altında yatan düşünce ve duygular ele alınır. Bilişsel davranışçı terapi gibi kanıta dayalı yaklaşımlar, kişinin bu döngüyü fark etmesine ve baş etme becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Düzenli terapi süreciyle panik atakların sıklığı ve şiddeti azalır, kişi yaşamına daha özgür bir şekilde devam edebilir.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Aniden gelişen yoğun kaygı ve korku
  • Çarpıntı, terleme, nefes darlığı gibi fiziksel belirtiler
  • Bilişsel davranışçı terapi ile etkin tedavi
  • Düzenli terapiyle atak sıklığı ve şiddetinde azalma
İletişim

OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk)


OKB, kişinin istem dışı gelen düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşünceleri azaltmak için yaptığı tekrar eden davranışlarla (kompulsiyonlar) tanımlanan bir bozukluktur. Elleri sürekli yıkamak, kapıyı defalarca kontrol etmek ya da zihinde sürekli tekrar eden düşünceler buna örnek olabilir. Bu durum hem zaman kaybına yol açar hem de kişinin yaşam kalitesini düşürür.

Terapide amaç, bu düşünce-davranış döngüsünü kırmaktır. Özellikle bilişsel davranışçı terapi ve maruz bırakma-yanıt önleme teknikleri, OKB’de etkili yöntemlerdir. Danışan, obsesif düşüncelerini fark etmeyi, onları yeniden yapılandırmayı ve kompulsif davranışlara olan ihtiyacını azaltmayı öğrenir. Böylece kontrol kişiye geri kazandırılır.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Takıntılı düşünceler ve zorlayıcı davranışlar
  • Günlük yaşamı kısıtlayan kontrol döngüsü
  • BDT ve maruz bırakma-yanıt önleme tekniği ile tedavi
  • Kontrolü yeniden kazanma süreci
İletişim

Depresyon


Depresyon; sürekli mutsuzluk, umutsuzluk, keyif alamama, enerji kaybı ve değersizlik düşünceleriyle seyreden bir duygu durum bozukluğudur. Günlük aktiviteleri sürdürmek zorlaşır, sosyal ilişkiler ve iş yaşamı olumsuz etkilenir. Fiziksel olarak da uyku bozuklukları, iştah değişimleri ve halsizlik görülebilir.

Depresyon tedavisinde psikoterapi oldukça etkilidir. Terapide kişinin olumsuz düşünce kalıplarıyla çalışılır, yaşamındaki stres faktörleri ele alınır ve sağlıklı başa çıkma yolları geliştirilir. Böylece danışan, hem duygusal hem de davranışsal açıdan yeniden güçlenir ve yaşamdan aldığı doyum artar.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Sürekli üzüntü ve isteksizlik
  • Uyku ve iştah değişiklikleri
  • Düşük motivasyon ve enerji kaybı
  • Terapide olumsuz düşünce kalıplarıyla çalışma
İletişim

Anksiyete


Anksiyete bozukluğu, sürekli endişe, huzursuzluk ve gerginlik hissiyle karakterizedir. Kişi çoğu zaman geleceğe dair olumsuz beklentiler içine girer ve bu durum günlük yaşamını etkiler. Fiziksel belirtiler arasında kalp çarpıntısı, titreme, terleme ve mide sorunları yer alabilir.

Terapide, kişinin kaygı yaratan düşünceleri üzerinde çalışılır. Anksiyetenin kaynağı anlaşılır ve stresle başa çıkma becerileri kazandırılır. Özellikle bilişsel davranışçı terapi ve nefes/gevşeme teknikleri bu süreçte oldukça faydalıdır. Düzenli terapi, kişinin kaygı düzeyini azaltmasına ve hayatını daha özgür yaşamasına katkı sağlar.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Yoğun kaygı ve endişe hali
  • Çarpıntı, titreme, mide sorunları gibi belirtiler
  • BDT ve nefes/gevşeme teknikleri ile çalışma
  • Stresle başa çıkma becerilerinin geliştirilmesi
İletişim

Borderline Kişilik Bozukluğu


Borderline kişilik bozukluğu, yoğun duygusal dalgalanmalar, ani öfke patlamaları, terk edilme korkusu ve ilişkilerde istikrarsızlık ile kendini gösterir. Bu durum hem kişinin kendisi için hem de yakın çevresi için zorlayıcı olabilir.

Terapi sürecinde kişinin duygularını düzenleme becerisi kazandırılır, düşünce ve davranış örüntüleri ele alınır. Diyalektik Davranış Terapisi (DBT), borderline kişilik bozukluğunda oldukça etkili bir yöntemdir. Bu sayede kişi, daha sağlıklı ilişkiler kurmayı öğrenir ve yaşamında daha dengeli bir çizgi yakalar.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Ani öfke ve duygu dalgalanmaları
  • İstikrarsız ilişkiler ve terk edilme korkusu
  • Diyalektik Davranış Terapisi (DBT) ile destek
  • Duygu düzenleme becerilerinin geliştirilmesi
İletişim

Yas Süreci


Bir yakınını kaybetmek, hayatın en zorlayıcı deneyimlerinden biridir. Yas sürecinde üzüntü, öfke, suçluluk ve boşluk duyguları yoğun yaşanabilir. Bazı durumlarda bu duygular kişiyi uzun süre etkiler ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür.

Terapide amaç, yasın doğal bir süreç olduğunun fark edilmesini sağlamak ve kişinin bu duyguları sağlıklı bir şekilde yaşamasına yardımcı olmaktır. Destekleyici psikoterapi, kişinin kaybını kabullenmesine ve hayatına uyumlu bir şekilde devam etmesine katkıda bulunur.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Kaybın ardından yaşanan yoğun duygular
  • Uyku, iştah ve enerji değişimleri
  • Yasın sağlıklı bir süreçte yaşanması
  • Destekleyici psikoterapi ile adaptasyon
İletişim

Dikkat Eksikliği & Hiperaktivite


Çocuklarda ve ergenlerde görülen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, odaklanma zorluğu, dürtüsellik ve aşırı hareketlilik ile kendini gösterir. Bu durum okul başarısını, arkadaş ilişkilerini ve özgüveni olumsuz etkileyebilir.

Oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapi ve aile rehberliği ile çocuğun davranışlarını düzenlemesine yardımcı olunur. Çocuk, dikkatini toplama ve dürtülerini kontrol etme konusunda beceriler kazanırken aile de sürece aktif şekilde dahil olur.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Dikkat süresinde azalma, odaklanma zorluğu
  • Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik
  • Oyun terapisi ve aile rehberliğiyle destek
  • Akademik ve sosyal uyumun güçlendirilmesi
İletişim

Dissosiyasyon


Dissosiyasyon, kişinin yaşadığı travmaların etkisiyle gerçeklikten kopma, kendini dışarıdan izliyormuş gibi hissetme ya da bellekte boşluklar yaşama durumudur. Bu durum genellikle ağır stres ve travmatik deneyimlerden sonra ortaya çıkar.

Terapi sürecinde amaç, kişinin kendini yeniden “şimdi ve burada”ya bağlamasıdır. EMDR gibi teknikler travmatik anıların etkisini azaltarak dissosiyatif belirtilerin azalmasına yardımcı olur. Böylece kişi yaşamına daha bütünlüklü ve sağlıklı bir şekilde devam edebilir.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Gerçeklikten kopma, bellekte boşluklar
  • Travmalar sonrası ortaya çıkma
  • EMDR ile travmatik etkilerin azaltılması
  • Kişinin “şimdi ve burada”ya bağlanması
İletişim

Bağlanma Travmaları


Çocukluk döneminde yaşanan ihmal, istismar ya da güven ilişkilerinde oluşan problemler bağlanma travmalarına yol açar. Bu durum ileriki yaşlarda ilişkilerde güvensizlik, terk edilme korkusu ve sağlıksız bağlanma biçimleri olarak kendini gösterebilir.

Terapide, danışanın geçmiş deneyimlerinin bugünkü ilişkilerine etkisi çalışılır. Şema Terapi ve Dinamik Terapi bu alanda oldukça etkilidir. Kişi, sağlıklı bağlanma biçimleri geliştirerek ilişkilerinde daha güvenli bir bağ kurmayı öğrenir.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Çocukluk deneyimlerinden kaynaklanan güven sorunları
  • Terk edilme korkusu ve bağımlı ilişkiler
  • Şema Terapi ve Dinamik Terapi ile sağaltım
  • Sağlıklı bağlanma biçimlerinin geliştirilmesi
İletişim

Kişilik Bozuklukları


Kişilik bozuklukları; bireyin düşünce, duygu ve davranış biçimlerinin toplumsal normlardan belirgin şekilde farklı olmasıyla tanımlanır. Bu durum ilişkilerde, iş hayatında ve kişinin kendi iç dünyasında ciddi zorluklara yol açar.

Terapide, kişinin işlevsiz düşünce ve davranış kalıpları fark edilir ve bunların yerine daha sağlıklı stratejiler geliştirilir. Uzun süreli psikoterapi, kişilik bozukluklarının yönetilmesinde en etkili yöntemlerden biridir.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Uzun süren uyum ve ilişki sorunları
  • Katı düşünce ve davranış kalıpları
  • Uzun süreli psikoterapi ile değişim
  • Sağlıklı başa çıkma yollarının geliştirilmesi
İletişim

Tükenmişlik Sendromu


Tükenmişlik sendromu, özellikle iş hayatında yoğun stres ve yorgunluk sonucu ortaya çıkar. Kişi kendini sürekli bitkin, isteksiz ve motivasyonsuz hisseder. Uzun vadede bu durum hem ruhsal hem fiziksel sağlığı olumsuz etkiler.

Terapide stresle baş etme becerileri geliştirilir, kişinin iş-yaşam dengesi yeniden yapılandırılır. Psikolojik destek sayesinde kişi enerjisini geri kazanır ve hayatında daha dengeli bir düzen kurar.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Bitkinlik, isteksizlik, motivasyon kaybı
  • İş ve özel hayatta dengesizlik
  • Stresle baş etme becerilerinin kazandırılması
  • Enerji ve yaşam dengesinin yeniden kurulması
İletişim

Yeme Bozuklukları


Yeme bozuklukları; bireyin beslenme alışkanlıklarında, yeme davranışlarında ve beden algısında ciddi sorunlara yol açan psikolojik rahatsızlıklardır. Anoreksiya nervoza, bulimia nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu en sık rastlanan türlerdir. Bu rahatsızlıklar yalnızca fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal yaşamı da olumsuz etkiler.

Yeme bozukluklarının temelinde çoğunlukla kaygı, kontrol ihtiyacı, özgüven sorunları veya travmatik deneyimler bulunur. Terapi süreci, kişinin yeme davranışlarını anlamasına, beden algısını yeniden düzenlemesine ve duygusal ihtiyaçlarını sağlıklı yollarla karşılamasına yardımcı olur. Psikoterapi, gerektiğinde beslenme uzmanı ve doktor iş birliğiyle birlikte yürütülür.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Anoreksiya, bulimia ve tıkınırcasına yeme bozukluklarının ele alınması
  • Sağlıksız yeme alışkanlıklarının kökenine inme
  • Beden algısı ve özgüven çalışmaları
  • Multidisipliner yaklaşım (psikoterapi + beslenme desteği)
İletişim

Fobiler


Fobiler, belirli nesne, durum veya canlılara karşı duyulan aşırı ve mantıksız korkular olarak tanımlanır. Örneğin uçak, yükseklik, kapalı alan, böcek veya sosyal ortamlara yönelik fobiler, kişinin günlük yaşamını ciddi biçimde kısıtlayabilir.

Terapi sürecinde kişinin korkularını anlaması, fobik durumlara verdiği tepkileri yeniden yapılandırması hedeflenir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve maruz bırakma yöntemleri, fobilerde oldukça etkilidir. Düzenli terapiyle kişi, korkularını yönetmeyi öğrenir ve yaşam kalitesini artırır.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Belirli nesne/durumlara karşı aşırı korku
  • Günlük hayatı kısıtlayan kaçınma davranışları
  • BDT ve maruz bırakma teknikleriyle etkin tedavi
  • Korkularla sağlıklı baş etme becerilerinin kazanılması
İletişim

İlkokul Dönemi Uyum Sorunları


Çocukların okula başlaması, yeni bir çevreye ve düzene uyum sağlamasını gerektirir. Bu süreçte bazı çocuklar kaygı, isteksizlik ya da davranış problemleri yaşayabilir.

Oyun terapisi ve aile danışmanlığı ile çocukların bu süreçte desteklenmesi sağlanır. Çocuğun okul ortamına uyumu kolaylaşır, akademik ve sosyal başarısı artar.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Okula gitmek istememe, kaygı ve isteksizlik
  • Arkadaş ilişkilerinde zorluk
  • Oyun terapisi ve aile danışmanlığı desteği
  • Akademik ve sosyal uyumun kolaylaştırılması
İletişim

Alkol ve Madde Bağımlılığı


Alkol ve madde bağımlılığı, bireyin fiziksel ve ruhsal sağlığını, sosyal ilişkilerini ve iş yaşamını olumsuz etkileyen ciddi bir sorundur. Bağımlılık zamanla kontrol kaybına, yoksunluk belirtilerine ve yaşam kalitesinde ciddi düşüşlere yol açar.

Psikoterapi sürecinde kişinin bağımlılığının altında yatan duygusal ve psikolojik nedenler ele alınır. Bireysel terapi, grup terapileri ve aile desteği ile bağımlılığın üstesinden gelmek mümkündür. Amaç, yalnızca madde kullanımını bırakmak değil; kişinin yaşamında kalıcı ve sağlıklı değişiklikler sağlamaktır.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Alkol ve madde kullanımında kontrol kaybı
  • Yoksunluk belirtileri ve bağımlılığın tekrarlaması
  • Psikoterapi, grup çalışmaları ve aile desteği
  • Kalıcı yaşam değişiklikleri ve sağlıklı alışkanlıklar
İletişim

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)


Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), kişinin savaş, doğal afet, kaza, kayıp, şiddet veya istismar gibi ağır ve beklenmedik olaylara maruz kalmasının ardından gelişen bir ruhsal bozukluktur. Bu durum, bireyin yaşadığı olayı tekrar tekrar zihninde canlandırmasına, yoğun kaygı ve korku yaşamasına, uyku sorunları çekmesine ve sosyal yaşamında ciddi güçlükler yaşamasına neden olabilir.

TSSB yaşayan kişiler, travmatik olayı hatırlatan durumlardan kaçınabilir, ani irkilmeler, öfke patlamaları veya yoğun suçluluk duyguları yaşayabilir. Bu belirtiler kişinin iş, aile ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyerek yaşam kalitesini düşürür.

Psikoterapi sürecinde travmanın yarattığı duygusal yük sağlıklı bir şekilde işlenir. EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi bilimsel yöntemlerle kişi, travmatik anıyı yeniden yapılandırarak daha güvenli ve dengeli bir yaşam sürdürebilir. Düzenli terapi ile kişi travmanın izleriyle başa çıkmayı öğrenir ve iyileşme sürecine girer.

Öne Çıkan Noktalar:

  • Travma sonrası tekrar eden kabuslar, anılar ve yoğun kaygı
  • Kaçınma davranışları ve sosyal yaşamda zorluklar
  • EMDR ve BDT gibi bilimsel terapi yöntemleri
  • Düzenli terapiyle travmanın etkilerinde belirgin azalma
İletişim